Blog - Tanıtım

Geçip Giden Zamanları Bir Yerlerde Bulsam…

Image
Paylaş

(…)

Ünlü Türk düşünürü Mirkelam, ölümsüz eserinde şöyle buyurur:

Geçip giden zamanları, bir yerlerde bulsam,
Geçip giden zamanları, bir yerlerde bulsam
Sonra üzülsem, üzüldüğüme üzülsem
Sonra üzülsem, üzüldüğüme üzülsem
Gözyaşıma dalıp dalıp, seni hatırlarım…

Mirkelam

Ne yalan söyleyeyim, Pardus ile yollarımızın ayrıldığı 31 Mart 2011 günü, hayatımın en üzücü günlerinden biriydi. O gün üstüne üstlük doğum günümdü, proje yöneticimiz sevgili Erkan Tekman ve o dönemler TÜBİTAK’a transfer ettiğimiz Akın Ömeroğlu ofise pasta getirdiler, kesip yedik mi hatırlamıyorum. O gün sadece çok üzgün olduğumu, ağlamamak için kendimi zor tuttuğumu anımsıyorum.

2011 ve sonrasında 2012 yılı TÜBİTAK ve Pardus için çok zor geçti. Uzun süre Pardus’a ve TÜBİTAK’a küstüm.

Küskünlüğün yerini sonra üzüntü aldı. Zaman her şeyin ilacı, olan bitenleri unutmaya başladım. Sensei Mirkelam’ın dediği gibi, üzüldüğüme üzüldüm.

Yeniden Pardus

Pardus Projesi bugün son derece iyi niyetli ve çalışkan bir ekibin elinde. Yıllar sonra Pardus’un topluluğunu tekrar ayağa kaldırmak, yeni bir topluluk portalı kurmak için, bu ekiple yeniden bir araya geliyoruz.

Geçtiğimiz 10 yıl içinde Dünya’da ve Türkiye’de çok şey değişti. Linux değişti, Pardus değişti, Artistanbul bile değişti! Pardus sonrasında hayata geçirdiğimiz BlackBerry Academy, Türkiye’nin en büyük geliştirici topluluğu Turkcell Geleceği Yazanlar, Türkiye’nin dört bir yanına 59 teknoloji laboratuvarı kurmamıza vesile olan Turkcell Zeka Gücü, Türkiye’nin 81 ilinde yürüyen Arçelik Dijital Kanatlar projeleri topluluk yönetimi süreçlerinde bambaşka bir noktaya taşıdı bizi. Artistanbul şu an proje yöneticilerinden geliştiricisine, halkla ilişkiler yöneticisinden eğitim teknologlarına yaklaşık 20 kişilik (dış tedarikçilerimiz hariç) bir ekip. Dolayısıyla topluluk süreçlerine ve yönetişimine bakış açımız da epey değişti, çok daha profesyonelleşti.

Artistanbul içinde değişmeyen çok az şeyden biri, ekibin çekirdek kadrosunun (Ben, Akın, Gizem ve hatta Deniz) hâlâ “eski Pardus tayfası” olması. Ha bir de, Artistanbul hâlâ bir özgür yazılım firması

Yeni topluluk portalı, yeni yönetişim modeli

Peki, bu yeni dönemde topluluğumuzla beraber neler yapacağız?

Öncelikle yeni bir topluluk portalını hayata geçireceğiz. Bu portalın mevcut topluluk ve Pardus katkıcılarını içine alan, hatta onların yönlendirdiği bir yapı olmasını arzuluyoruz. Yeni dönemde yapacağımız işler arasında; Pardus’a geçmiş kurum ve firmaların başarı öyküleri/vaka raporlarını çıkarmak, bazı temel geliştirici belgelendirmelerini hazırlamak ve yazımlarını hızlandırmak, topluluk ile geliştiriciler arasında yeni iletişim katmanları oluşturmak ve Pardus’un basında daha fazla yer almasını sağlamak gibi pek çok zorlu iş kalemi var.

Tüm bunları, katılımcı bir “yönetişim modeli” çerçevesinde ve topluluğumuzla birlikte gerçekleştirmek istiyoruz. Kısacası, önümüzdeki haftalarda bir sürü yeni ve güzel duyurumuz olacak :).

Biz çok heyecanlıyız, umarım Türkiye’de özgür yazılıma gönül verenleri de heyecanlandırır bu gelişme…

Unutmadan: Bu yeni macerada aramıza katılmak istiyorsanız, isteklileri şöyle alalım: Topluluk Yöneticileri Arıyoruz!

(…)

Beni tanıyanlar sıkı bir çizgi roman koleksiyoneri hatta Hugo Pratt hastası olduğumu bilir.

Açılıştaki kare, benim bu hayattaki iki büyük tutkumu, Corto Maltese ve Pardus Panthera’yı bir araya getiriyor:

Geçip Giden Zamanları Bir Yerlerde Bulsam…
– Bu karanlıktan nasıl çıkarım? – Geçip giden zamanları bir yerlerde arayarak… Elveda dostum…

(..)

Şimdi arayı kapatma zamanı.

  • Ali Işıngör

    1974 yılında İstanbul’da doğdu. İtalyan Lisesi’nde okudu. Kendini bildi bileli ölesiye bir şekilde merak ediyor, bir şeyler okuyor, araştırıyor ve yazı yazıyor. Bu dürtülerini bir hayat tarzına dönüştürüp, böyle yaşayabileceğini anlayınca gazeteci olmaya karar verdi. 1992’de başlayan gazetecilik/yazarlık macerasında yolu Corriere Della Sera, Panorama, M5 Haber, Il Sole 24 Ore, Focus gibi çeşitli dergi ve gazetelerden geçti. Topluluk yöneticiliğinden arta kalan boş zamanın büyük bir kısmını hayaller kurmakla, çizgiroman okumakla (favori kahramanı Corto Maltese’dir), merak etmekle ve özgür yazılım projelerine katkı vermekle harcıyor.